FINDIK HAKKINDA

FINDIĞIN ANAVATANI TÜRKİYE


Dünyada en yaygın yetiştiriciliği yapılan sert kabuklu meyvelerden, kendine özgü uygun iklim koşullarında yetişen ve anavatanı Türkiye olan fındık (Corylus avallena L), ülkemizin en önemli tarımsal ürünlerinden biri konumundadır. Türkiye ortalama 650 bin ton üretim ve 705 bin ha alan ile dünyanın en önemli fındık üreticisidir. Fındık, sahip olduğu üstün kalitesiyle ülkemizin gerek üretim gerekse ihracat yönünden Dünya piyasasına hakim olan stratejik ürünlerinden birisidir.

Fındığın kültür tarihi çok eski yıllara dayanmaktadır. Bilinen en eski kaynak olarak M.Ö. 2838 yılında Uygur destanlarında fındıktan bahsedilmektedir. Yine Anadolu fındığın anavatanı ve kültür tarihinin başladığı yer olarak bilinmektedir. Fındığın kültür çeşitleri Anadolu'dan Yunanistan ve İtalya'ya götürülmüş, sonraki yıllarda Amerika kıtasına ulaştırılmıştır. Evliya Çelebi seyahatnamesinde (1650) "Trabzon vilayetinin (Giresun'dan Tranzon'a kadar) fındık ile kaplı olduğunu ve barış ağacı olarak ifade edildiği" bahsedilmektedir.

Türkiye'de Ordu ve Giresun illeri başta olmak üzere en fazla fındık üretimi Doğu Karadeniz bölgesindedir. Fındık Doğu Karadeniz kıyı şeridi boyunca ana ürün olarak bulunmakta, sahilden 30 km kadar içeri ve 750 m rakıma yayılmıştır. En önemli çeşit Tombul olup genellikle monokültür olarak yetiştirilmektedir.

Türk fındığı, kalite olarak Giresun ve Levant olmak üzere ikiye ayrılır.

Giresun kalite fındık, Yağ oranı yüksek, ince kabuklu ve yüksek oranda zar atma özelliğine sahiptir. Giresun ilinin tamamında yerleştirilen tombul fındıklar ile Trabzon ilinde bazı yörelerde yetişmektedir. Levant kalite fındık ise Giresun kalite fındığın üretim bölgesi dışında kalan bölgelerde üretim tüm fındıklara verilen ortak isimdir.

Yetiştirildiği yere göre Levant Akçakoca, Levant Ordu, Levant Trabzon ve Levant Samsun olarak isimlendirilen bu fındıklar Giresun kalite fındıklarından daha az yağ oranı içermesine rağmen diğer ülkelerde yetiştirilen fındıklardan genellikle daha yüksek yağ oranına sahip olup, tat bakımından da üstün niteliktedirler. Sağladığı ihracat gelirleri bakımından Türkiye ekonomisi için oldukça önem taşımaktadır. Dünya fındık üretiminin %70'ini Türkiye tek başına gerçekleştirmektedir.

Bunun yanında toplam fındık ihracat hacminin %80'ini kapsayan iç fındık ihracatında Türkiye, dünya ihracat hacminin %75'ini gerçekleştirmektedir. Türkiye tarım ürünleri ihracatında birinci sırayı yine fındık almakta olup fındığın tarım ürünleri ihracatı içindeki payı ise %15-20'dir, toplam ihracat içerisinde ise %2 paya sahiptir.

Türkiye fındık ihracatı, genel olarak natürel fındık ve işlenmiş fındık olarak 2 ana grupta gerçekleşmektedir. İleri düzey fındık işleme ünitelerinin kurulmasıyla işlenmiş fındık ürünlerin payının artmakta olduğu görülmektedir. Önceleri kuruyemiş/çerez olarak tüketilen fındığın, gıda sanayisinin gelişmesiyle birlikte kullanım alanı oldukça genişlemiştir. Fındık; çikolata, bisküvi, şekerleme, tatlı, pasta, dondurma imalatında yardımcı malzeme olarak kullanılmaktadır. Dünyada fındık %70 oranında çikolata, %15 pasta ve şekerleme, %10 çerez olarak ve %5 diğer alanlarda tüketilmektedir.

Türk fındığı, içerdiği yağ ve yağ asitleri türü, protein, karbonhidrat, diyet lif, vitaminler ve mineraller sayesinde insan beslenmesi ve sağlığı açısından da çok önemli bir besindir. A, C ve B12 vitaminleri dışında kalan insan yaşamı için gerekli olan enerji ve bütün besin öğelerini içermektedir.

Dünyada yapılan çok sayıdaki toplum araştırmalarında günlük beslenme içerisinde fındık tüketilmesi kalp hastalıklarından ölümü ve hastalık riskini önemli ölçüde azaltması yanında metabolik sendrom olarak tanımlanan diğer kronik hastalıkların önlenmesinde fındığın katkı sağladığı açıklanmıştır.

FINDIK SÖZLÜĞÜ

Kaynak : Giresun Ticaret Borsası